top of page

HEMŞEHRİM MEMLEKET NERESİ?

Bir zamanlar uzun otobüs yolculuklarıyla özdeşleşmişti bu soru. “Hemşehrim memleket neresi?”diye sorulur. Nereliyseniz artık, “İçinden mi?”  kontratak sorusunun ardından, sizin oralı bir tanıdığıyla başlar, her nasılsa konuyu askerliğine bağlar, birkaç yüz kilometre içinde teskeresini alır, evlenir, çoluk çocuğa karışır, şurada çalışır, şuraya taşınır, ömrününü anılarla süsleyerek yol boyunca bir kez daha yaşar, otobüs terminale, o şimdiki hâline kavuşur, iyi dileklerini sunar ve giderdi.

Biterdi.

“Nerelisin?” sorusuyla başlayan yol muhabbetleri, yıllarca mizahın bereketli konularından birisi oldu. Konu güzeldi, mekân otobüsten ibaretti. Çocukken bilmezdik arkadaşlarımızın nereli olduğunu. Kimse de kimseye “Nerelisin?” diye sormazdı. “Ne oynayalım?” diye sorardık. Karakterlerimize göre, yapabildiklerimize göre yer alırdık birbirimizin aklında. Mızıkçı olanımız vardı, kavgacı olanımız vardı, birimiz ağaca iyi çıkar, birimiz iyi top oynardı. Kimse Türk, Kürt filan değildi. İyiydi.

Nereli olduğunuzu, başına “hemşehrim” koyarak soran güzelim zihniyet kaybediliyor. Irktan çekmecelere bölüyorlar beyinlerimizi. Herkes kafasında bir şifoniyer, ötekine nereli olduğunu soruyor.  Nerelisin? Diyarbakır. Hoop Kürt çekmecesine. Nerelisin? Rize. Lazsındır sen, gir bakalım çekmecene. Sakın açmayın çekmecelerinizi. Etnik kökeninizi bilin çıkmayın dışarı! Karışmayın birbirinizle. Karşılaşmayın!

 

Etnik edildik. Etnik olduk. Etniğe etniğe bu hâle geldik. Çünkü parçalı olunca kolay yutuluruz. Biyoloji önüne geçer ekmek kavgasının. İşleri yolunda gider. Çünkü bu köken duvarı aşılırsa, birleşip hakkımızı isteriz. Vergi deriz, sigorta deriz, sömürü deriz. Yapabiliriz.

Çünkü “Irk” boştur. Al yeni doğmuş Parisli bebeği, Kastamonuya getir, Kastamonulu olur. Kastamonulu bebeği Parise götür, Parisli olur. İnsanı insan yapan şey yaşadıklarıdır, davranışlarıdır, yetenekleridir, yaptıkları, yapamadıklardır. İstiyorlar ki, onlar memleketi satarken herkes birbirini çekmecelere koysun. Uslu dursun. Kendi arasında konuşup kaynaşmasın!

Karşılaşmayacakmışız! On bin yıldır aynı ağacın altında kozalak topluyoruz nasıl karşılaşmayalım? İmdat.

Şu uzaylılar gelse de görsek “ırk”ın boyunu.

©2020, imdatimdatimdat.com tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page