Kuvvet Yurdakul'un kişisel web sitesidir
Yerli Afrika’da Olur Ağabey!
Çok kısa zamanda Sevgililer Günü’nü kundaktaki bebeklere öğreten zihniyet yerli malı haftasının dibine ithal malı darı ekti. Bir günü koca hafta gündemde tuttular da koca haftayı tebbessümle hatırlanan 4 dizelik portakal, elma incir şiirlerine dönüştürdüler. Satın al diyen maarif takviminde yaprak sahibi oldu, tutumlu ol diyenin üstüne kızgın yağ döküldü. Neden? Çünkü tüketmek in üretmek out! Yerli Malı Haftası ne ki, hangi Cumhuriyet Bayramı bunca vitrine ışıklı yazı, gazeteye özel ek, televizyona balonlu program, markalara taksit atlatmalı kampanya olarak yansıdı? 14 Şubatın babası 29 ekimin babasını bile çok fena dövdü! Yerli Malı Haftası’ndan söz edenler nostaljiye saplanmış ve asla adam olmayacaklar kategorisinde hüzünlü yerlerini aldılar.
IMF’ye ya da Türkçesi namerde muhtaç olmayalım, ekonomimiz bağımsız olsun, kaynaklarımızı verimli kullanalım, boşa harcamayalım için düşünülmüş yerli malı haftası. Her bir bireyde içinde yaşadığı ülkeye karşı sorumluluk duyma bilinci geliştirebilmek için düşünülmüş. Kaşla göz arasında yok edildi. Sıraların üstündeki meyvelerin yerini kanserojen Amerikan cipsleri, Yerli Malı Haftası’nın yerini Cadılar Bayramı aldı. Cadılar buna çok sevindi. Yerli malı kullanmayı öğütlediğiniz çocuk delirdiğinizi düşünüyor şimdi. Öyle ya “Yerli Afrika’da olur ağabey!” Çocuk haklı belki! Biz delirdik ve yerli Afrika’da!
Yerli Malı haftası sırasında pek çok çocuk tahtanın önünde ilk kez sahne alarak bir topluluk önünde konuşma, şiir okuma, rol yapma fırsatı yakaladı. Hemen hemen bütün oyuncuların ilk başrolü elma, incir, üzüm, portakal gibi meyvelerdir. Evden bir şey getiremeyen çocuğun sırasına arkadaşları bir şeyler koydu. Paylaştılar ve oyun oynadılar. Zararlı bir haftaydı, kendi kaynaklarına dayanarak var olabilme kültürü aşılıyordu. Günümüzde sapık bir ideoloji olarak kabul edilen bağımsızlık fikrini aşılıyordu. Paylaşmayı öğütlüyor ve çocuklara oyun oynama imkanı sağlıyordu. Şimdi insanlık tarihinde ilk kez bu kadar çok sayıda çocuk obez, bu kadar çok sayıda çocuk içine gömülü, bu kadar çok sayıda çocuk arkadaşsız… Çünkü teslim olmak in direnmek out!
Ben de portakal soyuyorum: “Portakal sulu sulu / İçi vitamin dolu / Adana Kozan Dörtyol / Ye ağaçtan bol bol.” Portakaldım ben.