Kuvvet Yurdakul'un kişisel web sitesidir
MERCİMEĞE MEKTUP
Sevgili Mercimek,
Sana Mercimek diyorum çünkü adın konulmadı. Henüz doğmuş değilsin. Baban sana Mercimek dediği için adın Mercimeğe çıktı. Biz de Mercimek diyoruz. Şu anda beş buçuk aylıksın.
O müthiş huzurun ve saadetin içinde üç buçuk ay daha geçirip aramıza katılacaksın. Doğduktan sonra her şey başka olacak. İlk iş orayı unutacaksın. Sonra büyüyüp “Ne saadetmiş, ne huzurmuş arkadaş” diyeceksin. Biz babanla böyle söylüyoruz birbirimize. Zaten biz malesef doğmuş olanlar, hep böyle atıp tutarız orası hakkında. Hatırlamayız ama. Sen oradasın. Bilirsin.
Canım mercimek,
Şimdi son durum şu, aralarına sürüklendiğin insan nesli geldi yedi içti, parayı buldu, para için her şeyi yok etti, s.çtı gidiyor son durum bu. Para için havanın suyun ve toprağın anasını ağlattık. Canlı türlerini büyük bir hızla yok ediyoruz. Böyle giderse bir biz insanlar kalıp rahat
edeceğiz. İyice aptallaştık. Çünkü para en sonunda kimlere gidecekse, o parayı o kişilere götüren yol engebesiz olsun diye üstümüzden geçe geçe aptal ettiler bizi. Dümdüz olduk. Kapitalizm diye bir sistem var. Neyse, sen doğ da...
Burada ülkeler var Mercimek. Seninki Türkiye. Şimdilik 814.578 kilometrekare. Şimdilik çünkü bu paraya doymak bilmeyen zihniyet, ülkeler bölünsün, kimse birleşip bunların çarkına çomak sokmasın, etnik gruplar, dinler, mezhepler bir arada yaşamasın, herkes benzerleriyle birlikte küçük küçük bölümlere ayrılsın, itaat etsin istiyor. Bunun için
bizi birbirimize düşürüyorlar Mercimek, acıda uluşuyoruz da, buluşup dindiremiyoruz acıyı. Emperyalizm diye bir şey var. Neyse daha doğmadan seni yormak istemiyorum.
Bu insanlık iyice saçmaladı Mercimek. Bizim kuşak fos çıktı. Hiçbir şeye sahip çıkamadık. Devrim yapamadık. Sağlı sollu ortalarla güzelim
eşitlik düşüncesini bitirdiler. Kitlemiz hedef oldu, pazarımız pay oldu, halimiz efkâr oldu. Çok gol yedik. Bilmiyoruz sen bunları okurken durum kaç kaç olacak. Domates gibi kokan domates varlığını sürdürebilecek mi? Hangi canlılar insana direnecek? İklimlerin hali ne olacak? Herkes giderek birbirine mi benzeyecek? Şişe mi olacağız imdat. Sömürülmemek için sömürmekten başka çare gelecek mi aklımıza? Kimseye benzemeden ve kimseyi kendimize benzetmeden, emir almadan, emir vermeden yaşayabilecek miyiz? Biraz yorgunuz Mercimek, biraz yalnızız. Buralar dar. Orası geniştir öyle değil mi? Tadını çıkar.
İşte böyle Mercimek, sana son durum hakkında bilgi vermek istedim. Sen doğ da asıl o zaman konuşuruz. Ben yine başlarım anlatmaya. Sen “Of Kuvvet Amca uzattın!” dersin. Baban “Oğlum sen doğmadan başladı” der. Gider içerden bu gazeteyi getirir. Gülüşürüz. Biraz umut olur.
Mercimek sen gel de, belki her şey iyi olur.